Deprem, ani gelişen ve etkisi geniş alanlara yayılan doğal bir afettir. Türkiye gibi aktif fay hatları üzerinde bulunan ülkelerde, sürücülerin olası bir sarsıntı anında nasıl hareket etmeleri gerektiğini bilmesi hayati önem taşır. Özellikle şehir içi trafiğinde ya da otobanda araç kullanırken karşılaşılan bir deprem, hem sürücüler hem de trafikteki diğer bireyler için büyük tehlike oluşturabilir. Bu nedenle, deprem sırasında araç içerisindeki davranışlarımızın ne kadar kritik olduğu unutulmamalıdır.
Deprem Anında Araçta Güvende Kalmanın Yolları
Bir deprem anında araç kullanırken panik yapmak, kazaların en büyük nedenlerinden biridir. Öncelikle, sarsıntı başladığında aracı olabildiğince kontrollü bir şekilde yavaşlatmak gerekir. Araç sürüş kontrolü kaybedilmeden uygun bir noktaya yönlendirilmelidir. Mesela, yol kenarında güvenli bir alan varsa, dört sinyaller yakılarak araç burada durdurulmalı ve motor kapatılmalıdır. Araçtan inmek yerine kemer takılı şekilde içeride kalmak, düşen cisimlere ya da kontrolsüz kalabalıklara karşı daha güvenli bir tercihtir.
Başka bir deyişle, sarsıntı anında durmak, hızla ilerlemeye çalışmaktan daha güvenli olabilir. Yüksek binalardan, ağaçlardan, enerji hatlarından ve tabelalardan uzak bir alanda durmak, olası yıkılma veya devrilmelere karşı koruma sağlar. Ayrıca, araçta camlardan uzak durmak ve başı kolluk ya da ellerle korumak da ciddi yaralanmaları önleyebilir. Sarsıntı sona erene kadar araçta sabit kalınmalı, ardından dikkatli bir şekilde çevre kontrolü yapılmalıdır. Deprem sırasında güvenli bir noktada durmak, hayatta kalma şansını büyük ölçüde artırır.

Köprü, Tünel ve Üst Geçitlerde Nasıl Davranmalıyız?
Sarsıntı esnasında köprüde, viyadükte ya da tünelde olmak, tehlikenin katlanmasına neden olabilir. Bu tür yapılar depremde en savunmasız alanlardır. Ancak böyle bir noktadaysanız, mümkünse ilerleyip bu yapının dışına çıkılmalı, aksi halde durulup araç içinde korunma pozisyonu alınmalıdır. Tünel içindeyseniz, araç duvara çok yakın değilse sağ şeritte durulmalı, farlar ve dörtlü flaşörler açık bırakılmalıdır. Üst geçitlerin altı gibi çökme riski yüksek bölgelerden uzak durulması hayati önemdedir.
Köprü üzerindeyken durmak zorunda kalınırsa, güvenli bir şerit kenarında kalmak, başka araçların geçişini engellemeyecek şekilde pozisyon almak gerekir. Başka bir deyişle, trafiği tamamen bloke etmek yerine, hem kendinizi hem de çevrenizdekileri riske atmayacak şekilde davranılmalıdır. Ayrıca, köprü ve viyadüklerde titreşim hissi çok daha şiddetli algılanabilir; bu durum paniği artırabileceği için soğukkanlı kalmak son derece önemlidir. Tünel çıkışlarında ya da girişlerinde duran araçlar olabileceği için sarsıntıdan sonra hareket etmeden önce dikkatlice dış çevre analiz edilmelidir.
Sarsıntı Sonrası Trafikte Dikkat Edilmesi Gerekenler
Deprem sona erdiğinde, tehlikenin tamamen geçtiği anlamına gelmez. Artçı sarsıntılar olabilir veya yollar hasar görmüş olabilir. Bu nedenle, yeniden yola çıkmadan önce çevre kontrolü yapmak, yolu engelleyen nesneler, çatlaklar ya da devrilmiş direkler olup olmadığını tespit etmek gerekir. Araçta herhangi bir mekanik sorun yoksa, güvenli bir hızla ve dikkatle hareket edilmelidir. Ayrıca sinir sistemi üzerinde ciddi baskı oluşturan bir olay sonrası araç sürmeye devam etmek dikkat dağınıklığına neden olabilir. Bu gibi durumlarda araçtan inilerek bir süre beklemek, durumu değerlendirmek ve gerekiyorsa yardım çağırmak daha sağlıklı olacaktır.
Mesela, fren sisteminde sorun varsa, bu durum kazaya neden olabilir. Ayrıca, sarsıntının etkisiyle trafik ışıkları çalışmayabilir, bu da kavşaklarda öncelik sorunlarına neden olabilir. Bu tür durumlarda, sürücülerin trafik polislerinin yönlendirmelerine veya genel geçiş kurallarına göre hareket etmesi gerekir. Trafik kurallarına uymanın yanı sıra, çevredeki diğer sürücülerle göz teması kurarak iletişim kurmak, kazaları önlemeye yardımcı olur. Yol üzerindeki işaret levhalarının devrilmiş ya da yönü değişmiş olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Ayrıca, olası bir yardım çağrısında bulunmak üzere telefonun şarjının yeterli olması önemlidir. Şarj cihazı gibi acil durum malzemeleri aracınızda her zaman hazır bulundurulmalıdır. İlk yardım çantası, el feneri, su ve enerji veren atıştırmalıklar gibi deprem seti ekipmanları da araçta bulundurulması gerekenler arasındadır. Bu basit hazırlıklar, sarsıntı sonrası yaşanabilecek olumsuzluklara karşı sürücüye büyük avantaj sağlayabilir.
Psikolojik olarak sarsıntının etkisiyle dikkat dağınıklığı yaşanabilir. Bu durumda araç kullanmak yerine bir süre daha beklemek daha doğru olabilir. Başka bir deyişle, fiziksel olarak yol uygun olsa bile, zihinsel olarak hazır olmadan trafiğe çıkmak yeni riskler doğurur. Ayrıca panik halindeki diğer sürücülerin öngörülemeyen hareketleri de dikkate alınmalı, olabildiğince defansif sürüş teknikleri uygulanmalıdır.
Trafikte deprem sonrası panik yapan diğer sürücülerin hatalı manevraları da kazalara sebep olabilir. Bu nedenle sadece kendi güvenliğiniz değil, çevrenizdeki araçların da hareketlerini öngörerek temkinli sürüş gerçekleştirmek gerekir. Mesela, sinyal verilmeden yapılan ani dönüşler ya da ani frenler zincirleme kazalara neden olabilir. Bunun önüne geçmek için takip mesafesi artırılmalı, yavaş ve dikkatli sürüş tercih edilmelidir. Toplu taşıma araçları, kamyonlar ya da acil yardım araçları yol üzerinde olabilir; onlara geçiş kolaylığı sağlanmalı ve ani hareketlerden kaçınılmalıdır.

Deprem sonrası oluşabilecek bir diğer risk de benzin istasyonlarında yaşanabilir. Yakıt sızıntıları veya patlama riski olabileceğinden, istasyonlara yaklaşmadan önce güvenli olduklarından emin olunmalıdır. Aynı şekilde elektrik direklerinin yakınında durmamak, tellerin yere düşmüş olabileceğini göz önünde bulundurmak önemlidir. Ayrıca, köy yolları veya stabilize alanlar gibi alt yapısı zayıf bölgelerde çökme ya da toprak kayması riski daha fazla olabilir.
Sonuç olarak, deprem gibi öngörülemeyen doğa olaylarında sürücüler olarak önceden hazırlıklı olmak ve doğru anlarda doğru kararları verebilmek, hayati öneme sahiptir. Bu nedenle araç içerisinde deprem anında ve sonrasında nasıl davranılması gerektiğini bilmek, hem kendi güvenliğinizi hem de trafikteki diğer bireylerin güvenliğini doğrudan etkiler. Her zaman hazırlıklı olmak, bilinçli hareket etmek ve soğukkanlı kalmak; yaşanabilecek olumsuzlukların etkisini en aza indirmenin en etkili yoludur. Çünkü doğru zamanda verilen bir karar, hem sizin hem de başkalarının hayatını kurtarabilir.